Umutcan İle Mesleklere Yolculuk I Deniz Kaan Akoğlu İle Röportaj

Umutcan Bozkurt
6 min readFeb 21, 2022

Merhaba,

Umutcan İle Mesleklere Yolculuk’un bu haftaki konuğu İTÜ Arı Teknokent Pazarlama İletişimi Uzman Yardımcısı Deniz Kaan Akoğlu.

Kaan Bey’in ilham alınacak öğrencilikten iş hayatına geçiş sürecinden, deneyimlerinden, görev ve sorumluluklarından, kriz iletişiminden ve mesleğin gerektirdiği yetkinliklerden konuştuğumuz oldukça faydalandığım bir röportaj gerçekleştirdik.

Röportajımızın size de faydalı olması dileğiyle…

Kendinizden ve çalışma deneyimlerinizden bahseder misiniz?
Ben Deniz Kaan Akoğlu. Samsun’da doğup büyüdüm. Lise eğitimimi, o dönemin proje okullarından birisi olan Samsun İbrahim Tanrıverdi Sosyal Bilimler Lisesi’nde tamamladım. Ardından üniversite eğitimim için İstanbul’a geldim. Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünü Türkiye derecesi ile tam burslu şekilde kazandım. Sosyal bilimler çıkışlı olduğum için sözel alana daha yatkındım, üniversitede de sözel bir alandan ilerleyip hayatım boyunca hep sözel alanda kalmak istedim. Lisans hayatım dolu dolu geçti, bu yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum. Şu anda İstanbul Üniversitesi’nde Yeni Medya ve İletişim Yönetimi alanında yüksek lisans yapıyorum ve tez dönemimdeyim. Hedef kitlem olan kişilerin başucu kaynağı olacak bir akademik çalışma üzerinde çalışıyorum ve bunu, sonrasında kitap haline getirmeyi planlıyorum.

Mezun olmadan önce Excel İletişim ve Algı Yönetimi’nde 8–9 aylık bir staj deneyimim oldu ardından da yaklaşık 1 yıl kadar Hesap Yöneticisi (Account Executive) olarak çalıştım. Burada çalıştıktan sonra biraz daha PR’dan sıyrılıp iletişimin daha dinamik ve canlı olan dijital tarafına kendimi atmak istedim ve Salt İletişim Grup’ta çalışmaya başladım. Burada da yaklaşık 6 ay kadar Yeni Medya ve Marka Uzmanı (New Media and Brand Expert) olarak çalıştıktan sonra sorumlu olduğum markaların arasında yer alan İTÜ Çekirdek sayesinde İTÜ ARI Teknokent’e geçiş yaptım. Şu an İTÜ ARI Teknokent çatı markası altında hem İTÜ ARI Teknokent hem de İTÜ Çekirdek, İTÜ Magnet ve Innogate olmak üzere alt markalarından sorumlu Pazarlama İletişimi Uzman Yardımcısı (Marketing Communication Assistant Expert) olarak çalışma hayatıma devam ediyorum.

Bana mesleğinizi anlatır mısınız, görev ve sorumluluklarınız nelerdir?
Kariyer hayatıma aslında halkla ilişkiler alanı ile adım attım. İşe girdikten sonra pandemi süreci başladı ve o 1 yıllık süreç benim için 5 yıllık bir deneyime eş değerdi çünkü çok yoğun bir şekilde çalıştık. Benim için çok öğretici bir süreçti. İTÜ ARI Teknokent’te ağırlıklı olarak dijital pazarlama süreçlerinden sorumluyum. Sorumlu olduğumuz markaların tüm pazarlama iletişimi süreçlerinde ekibe destek oluyor; ayrıca SEO, Google Ads ve Google Analytics gibi süreçleri yürütüyorum. Müthiş know how’ı olan bir direktör ve işini çok iyi bilen ve severek yapan bir ekiple çalıştığım için kendimi fazlasıyla şanslı hissediyorum.

Departman yapılanmanız nasıl, hangi alanlardan çalışanlar bulunuyor?
Biz Pazarlama ve İş Geliştirme departmanının pazarlama süreçlerinden sorumlu olan 5 kişilik bir ekibiz. Ekipte; grafik tasarımcısı, etkinlik yöneticisi, kurumsal iletişim ve sosyal medyadan sorumlu bir kıdemli uzman ve web siteleri ile e-mailing’lerden sorumlu olan bir uzman bulunuyor. Bu 5 kişi olarak, Pazarlama ve İş Geliştirme departmanından sorumlu direktörümüze bağlıyız.

Bu mesleğe yönelmenizdeki etken nedir?

Hedeflerim 10.sınıftan itibaren çok netti. Üniversitede gitmek istediğim bölüm, eğitim sürecinde yapmak istediklerimin hepsi planlıydı ve yaptığım her işi artılarıyla ekleyerek bitirdim. O yüzden kendimi çok mutlu ve şanslı hissediyorum.

Benim yüzümü güldüren bir soru aslında. Ben doğumumdan itibaren iletişimin iki uç tarafında büyüyen birisiyim. Annem, tanıdığım iletişimi en güçlü insanların başında geliyor, babam ise iletişimi zor bir kişi. Bu iki uçtan aldığım gözlemler ile sosyal bilimlerde okuyarak orada sözel alanımı geliştirdim ve yine sözel alan olan iletişim tarafında eğitimime devam ettim.

Beni iletişime iten en büyük etken sosyal bilimlerde aldığım eğitimdi. Sosyal bilimlerden mezun olan kişilerin %90’ı hukuk bölümünü tercih ederdi. Bu bölümün benim için hiç uygun olmadığını düşünüyordum. Bu nedenle Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümüne başlayarak hem sözel alana hem de iletişime doğru tamamen kaymış oldum.

Bu mesleği yapacak kişilerde bulunması gereken yetkinlikler nelerdir?

En önemli yetkinliklerin başında farklılığa ve yeniliğe açık olmak ve kendini bu farklılığa adapte edebilmek geliyor.

İletişimin hangi alanında olursa olsun iletişim yetkinliği yüksek olmalı. Türkçe de çok önemli, kişi ne kadar başarılı olursa olsun bu alanda çalışan birisi Türkçeyi doğru şekilde kullanmıyorsa, o kişinin iyi bir iletişimci olduğunu düşünmem. Gündemi ve trendleri takip etmek, yeniliğe ve değişime açık olmakta son derece önemli.

Ben üniversiteye 2015 yılında başladım ancak o dönemdeki iletişim ile 2022’deki iletişim çok farklı. Alanımızın çok dinamik bir yapısı var örneğin, dün öğrendiğim bir aracı 1 ay kullanmasam 1 ay sonra oraya girdiğimde bambaşka bir eklenti ile karşılaşıyorum. Alanımızın artısı olarak birçok farklı sektörde çalışabiliyoruz, bu anlamda insanı çok besliyor. Bence en önemli yetkinliklerin başında farklılığa ve yeniliğe açık olmak ve kendini bu farklılığa adapte edebilmek geliyor.

Sizce mesleğinizin avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Gündemi takip etmek, insanları gözlemlemek büyük bir avantaj bence. Bazen metroda yolculuk ederken bir reklam gördüğümde onun sadece bir reklam olduğunu düşünmek yerine onu anlamlandırabiliyorum “şöyle olsa ya da şu eklense nasıl olurdu?” gibi doğru ve yanlışı görebiliyor ve yorumlayabiliyorum.

Dezavantajı birkaç küçük nokta dışında bence yok. Her an çevrimiçi olmak zorunda olmak çok zor. Özellikle ajans tarafında çalışıyorsanız her an krize hazırlıklı olmak, her an bir mesaj yazıyor olmak zorlayıcı olabiliyor fakat bu da çok besleyici, kişiyi çok geliştiren bir süreç.

Herhangi bir kriz yaşadınız mı, yaşadıysanız nasıl yönettiniz? Kriz yönetiminde dikkat edilmesi gerekenler nedir?

Kriz iletişimi, iletişimin en kritik noktalarından bir tanesi.

Yüksek lisansa başlarken kriz iletişimi çalışmayı çok istediğim bir alandı. Kriz iletişimi yapmayı da, uygulamayı da, incelemeyi de çok seviyorum. Ayrıca kriz iletişimi, iletişimin en kritik noktalarından bir tanesi. Kriz iletişimini doğru yapmazsanız markanızın yıllar içerisinde oluşturmuş olduğu algıyı bir anda yıkabilirsiniz. PR ajansındayken krizin içerisinde yaşıyorsunuz.

İşe başladığım zaman pandeminin ilk zamanlarıydı. O zaman ilk sorumlu olduğum marka bir gıda perakendesi markasıydı. İlk vaka açıklandığında ve karantina söylemleri başlayınca herkes marketlere koştu, raflar boşaldı ve marketlerde çok büyük bir yoğunluk oldu. Burada hem ajans hem de marka olarak büyük bir krizin içerisinde bulduk kendimizi. Oradaki 3 aylık süreçte çok büyük bir kriz ileşimi sürdürdük. “İnsanlar hangi marketi tercih edecek, hangi marketlerde raflar boş, lojistikte problem var mı?” bu sorular için hedef kitle ile sürekli iletişimde kaldık. Basın bülteni, özel haber çalışmaları ve sosyal medya çalışmaları ile tüketici ile sürekli iletişimde kalarak kriz sürecini doğru ve problemsiz bir şekilde yürüttük. Kriz iletişiminde şeffaf ve sürekli iletişim halinde olmak çok önemli. Ayrıca ilk 24 saat, krizin gideceği ve iletişimin krize vereceği yönü belirlemek açısından son derece kritik.

Sizce şirketler pazarlama veya kurumsal iletişim departmanına neden ihtiyaç duyuyor? Neden bu alanda bir destek almaları gerekiyor?

Bir markanın sunduğu ürün veya hizmet ne kadar iyi, ne kadar kaliteli olursa olsun, insanlara ne kadar fayda sağlarsa sağlasın eğer onu doğru pazarlayamıyorsa, güzel bir iletişim planı ile onun çevresini öremiyorsa sürdürülebilir bir başarı ve süreç yaşaması çok zor.

Bir marka çok iyi bir iş yapabilir, ürün çıkarabilir fakat bunu doğru pazarlamak zorunda. Dünyanın dev markaları pazarlama bütçelerini giderek artırıyor çünkü bu alanın önemi daha da artıyor. Bir markanın olmazsa olmazı pazarlama departmanıdır. Kendinizi hedef kitleye doğru anlatamazsanız, yaptığınız işleri doğru aktaramazsanız, doğru bir algı yönetimi yapamazsanız başarıya uzun vadede ulaşamazsınız. Bu başarıyı sağlayabilecek departman da pazarlama departmanları. Tam da bu nedenle, bu alanda çalıştığım için çok mutluyum.

Çağımızın bu önlenemez dijital yükselişine ve değişen pazarlama süreçlerine karşılık kurum olarak nasıl bir süreç izliyorsunuz?
Pazarlama ekibi olarak tüm iletişim süreçlerinde dijital pazarlama araçlarını kullanıyoruz. Bunların bütçelerini günden güne artırıyor ve çalışmaların stratejisini doğru bir şekilde örmeye odaklanıyoruz. Benim ekibe katılmam ile birlikte dijital taraftaki iş yoğunluğu daha da arttı. İşte geçirdiğim zamanımın %90’ını dijital pazarlamaya ayırıyorum. Ekip ve marka olarak dijitale çok fazla önem veriyoruz. Biliyoruz ki 2022’de konuştuğumuz süreçler 2025’de çok daha farklı olacak.

Bu alanda okuyan öğrencilere tavsiyeleriniz neler olur?

İş hayatına girdiklerinde direksiyon kendi ellerinde olmayacak. Fakat okul hayatında direksiyon sizde.

Ben öğrencilikten kariyere geçiş sürecini kendimce çok başarılı tamamlayan birisiyim. Burada şunu söyleyebilirim, iş hayatına girdiklerinde direksiyon kendi ellerinde olmayacak. Fakat okul hayatında direksiyon kendi ellerinde. Bir programa veya yandala başvuracaklarsa bu tamamen kendi istekleri sayesinde oluyor. Lise sondayken, üniversitede yapacağım her şeyi planlamıştım. “Yandal yapacağım, erasmusa gideceğim, üniversite biter bitmez yüksek lisansa başlayacağım” dedim ve bunların hepsini artılarıyla başardım.

Öğrencilerin üniversiteye başlarken kendilerine hedef koyması lazım. “Şunu yapacağım, buraya gideceğim” şeklinde mutlaka net hedefleri olmalı. Staj yapmakta çok önemli. Okurken mutlaka birçok yerde staj yapsınlar. Network edinmekte çok önemli. Bunu da sağlayacak en etkili mecra LinkedIn. Mutlaka LinkedIn’den kendi sektörüyle ilgili profesyonelleri takip edip, onların çalışmalarını inceleyip, iletişim halinde olsunlar ve orada alanlarıyla ilgili içerik üretsinler.

Bu keyifli ve öğretici röportaj için sevgili Kaan Bey’e teşekkür ederim.

Diğer röportajlarıma buradan ulaşabilirsiniz;
Hakan Akar İle Röportaj
Alp Türkalp İle Röportaj
Hazal Akşit İle Röportaj
Yusuf Ziya Yüce İle Röportaj

--

--

Umutcan Bozkurt

Dijital İçerik Üretici I Kurumsal İletişim I Halkla İlişkiler