Umutcan İle Mesleklere Yolculuk I Hakan Akar İle Röportaj

Umutcan Bozkurt
5 min readJan 17, 2022

Merhaba,

Umutcan İle Mesleklere Yolculuk’un bu haftaki konuğu Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı Medya İlişkileri Uzmanı Hakan Akar.

Hakan Bey’in kariyer hayatından, deneyimlerinden, görev ve sorumluluklarından, mesleğin gerektirdiği yetkinliklerden, kriz yönetiminden ve daha fazlasını konuştuğumuz oldukça faydalandığım bir röportaj gerçekleştirdik.

Röportajımızın size de faydalı olması dileğiyle…

Hayatta yaşadığımız her şey bir tecrübe. Etkilenmekte sabit kalmamalıyız devam etmeliyiz. Ondan etkileneceksin, o sana bir şey katacak ve bir dahaki karşılaşmanda daha temkinli davranacaksın.

Kendinizden ve çalışma deneyimlerinizden bahseder misiniz?
Ben Hakan Akar. Lise eğitimimi Aydın Doğan İletişim Meslek Lisesi Gazetecilik bölümünde aldım, üniversiteyi de İstanbul Aydın Üniversitesi Radyo, Televizyon Programcılığı bölümünde tamamladım. Üniversite eğitimim sırasında yazın Kanada’ya dil eğitimi için kursa gittim, İngilizcemi daha da geliştirmek için. Türkiye’de de çeşitli kurs ve sertifika programlarıyla da kendimi sürekli geliştirmeye çalıştım.

Sektöre lise sonda Radikal Gazetesi’nde yapmış olduğum staj ile adım attım. Burada spor bölümünde olsam da kültür, sanat ve diğer bölümlerdeki kişilerle de tanışıp çevremi genişlettim. Çünkü bizim sektörde iletişim çok önemli. Üniversiteye geçtiğimde TRT 2’de Selim İleri’nin Not Defteri isimli edebiyat programında, Show TV’de de Siyaset Meydanı isimli tartışma programında staj yaptım. Üniversiteden mezun olurken TRT Haber’de Kozmik Oda isimli hard talk formatında bir programda çalışmaya başladım. Ardından dijital tarafa Mynet.com’a geçiş yaptım ve orada da önce gece editörü ardından spor editörü olarak çalışmaya devam ettim. Sonrasında Sporx.com’da 8 aylık bir spor editörlüğü ve muhabirliğim, ardından ise Haberler.com’da gece editörlüğü görevlerinde bulundum. Arada başka kurumlar da oldu ama hepsini de sayarak fazla da uzatmak istemem.

Medyada en son Karar Yayıncılık’a geçiş yaparak gazetecilikte ilerleyeceğim dedim ve bu alanda önemli kişilerle röportajlar gerçekleştirdim. Hocalarımın davetleriyle okullara konuşmacı olarak giderek sektör hakkında deneyimlerimi gençlerle paylaştım. Sonrasında gazetecilikten halkla ilişkiler tarafına geçerek Medya Dokuz’da Medya İlişkileri Koordinatörü olarak 8 ay çalıştım. Yaklaşık iki buçuk yıldır da Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı’nda Medya İlişkileri Uzmanı olarak çalışıyorum.

Bana mesleğinizi anlatır mısınız, görev ve sorumluluklarınız nelerdir?
Halkla ilişkiler uzmanıyım, iletişim danışmanlığı yapıyorum. Bireysel veya şirket müşterilerimize danışmanlık yapıyoruz. Onların görünen yüzüyüz, basınla tanıştırıyor, proje üretiyor ve yaptığımız imaj çalışmaları ile markanın daha çok duyulmasını ve bilinmesini sağlıyoruz. Çalışmalarımız içerisinde bülten yazımları oluyor, bu tarafta öncelikle konular belirleniyor ve 6 aylık veya yıllık planlama yapılıyor ve ona göre bir yol haritası çiziliyor. Bu süreç hem kendi içimizde hem de müşteri tarafından onaylı bir şekilde ilerliyor ve basın bültenlerinin basına servisi sağlanıyor. Gazetecilik tarafından geldiğim için hem basın hem de PR tarafından empati yaparak iki türlü bakabiliyorum. Hem konu takibi yapıyor hem gündemi yakalıyor hem de basını etkileyebilecek şekilde içerikler üretiyoruz.

Bu mesleğe yönelmenizdeki etken nedir?
Gazetecilikten istemediğim bir şekilde ayrılmam aslında beni bu tarafa iten bir etken oldu. Aynı zamanda meraklı olduğum için de bu tarafa yönelmek istedim. Aslında ben hem bir taraftan gazeteci hem de medya ilişkileri uzmanıyım. Çünkü işlerimden fırsat buldukça Youtube.com/HakanAkar kanalımda gündeme dair her konuda özel röportajlar gerçekleştiriyorum.

Bu mesleği yapacak kişilerde bulunması gereken yetkinlikler nelerdir?Sabır çok önemli, sabırlı olmak zorundalar. Yeni nesil genç arkadaşlarda fark ettiğim şey; çok aceleci olmaları. Bazıları da gereğinden fazla özgüvenli. Kendilerini bilgi ve beceri olarak doldurmadan, üzerine bir şeyler eklemeden, ‘ben her şeyi yaparım’ değil de gerçekten sahip oldukları özelliklerini geliştirerek ilerlemeliler.

Soğukkanlı olmak ve kriz anlarında nasıl davrandığınız da çok önemli. Problem çözebilen, azimli ve çalışkan bir birey olmak gerekli. Alanımız iletişim olduğu için 7/24 ulaşılabilir olmanız gerekebiliyor. Stres yaşayabiliyorsunuz, bunu ekibe ve müşterinize yansıtmamanız lazım. Yabancı diliniz mutlaka olmalı. Hatta bir değil birden fazla yabancı dil öğrenmeye bakın. Diğer dillere hâkim olmasanız bile, az da olsa konuşabilmeli, en azından kendinizi ifade edebilmelisiniz. Empati kurabiliyor olmanız ve yaptığınız işi doğru bir şekilde kontrol edebiliyor ve karşı tarafa aktarabiliyor olmanız çok önemli.

Sizce mesleğinizin avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Çok önemli kişilerle görüşebilme ve tanışabilme fırsatı yakalayabiliyorsunuz. Bu çok güzel bir şey gerçekten. İnsan kazanmak çok önemli bizim meslekte. İnsanlarla tanışırken onları hep “kazanmaya” çalıştım. İyi ve kötü günlerinde o kişilerin yanlarında olmaya çalışmak çok değerli. Dezavantaj olaraksa çok yoğun mesainiz olabiliyor, yakın çevrenizin önemli zamanlarını ve günlerini kaçırabiliyorsunuz.

Herhangi bir kriz yaşadınız mı, yaşadıysanız nasıl yönettiniz?
Kriz yönetiminde dikkat edilmesi gerekenler nedir?
Bir sinema filmi ile ilgili projemiz vardı. Film yabancı dildeydi ve basın gösterimi sırasında film ile alt yazı anda yansıtılmadı. Buradaki problem film şirketinden kaynaklanıyordu fakat bir kriz oluşmuştu. Gazeteciler filmi izleyemedi ve salondan ayrıldılar. Sonrasında online bir gösterim yaparak filmi gazetecilere tekrar izlettik.

Haber krizlerimiz de olabiliyor, bizim gönderdiğimiz içerik doğruyken, basın o içerikteki bir cümleyi ya da içeriği haberden çok farklı bir şekilde sunabiliyor. Tabii onların da kendi taraflarında yoğunlukları çok fazla. Burada da yine bir kriz çıkabiliyor ve o esnada hem basın hem de müşteri tarafını iyi yönetmeniz gerekiyor. Müşterinin tepkisini hafifletebilmeniz ve soğukkanlı olmanız gerekli. Kriz yönetiminde soğukkanlı, hızlı olmak ve çözüm üretebilmek çok önemli.

Sizce şirketler halkla ilişkiler veya kurumsal iletişim departmanına neden ihtiyaç duyuyor? Neden bu alanda bir destek almaları gerekiyor?
Bu alanda markanın görünen yüzü oluyoruz, imaj çalışmaları, olumlama ve sosyal sorumluluk çalışmaları ile markanın bilinirliğini oluşturuyoruz. Burada iletişim danışmanları, halkla ilişkiler uzmanları ve kurumsal iletişim uzmanları öne çıkıyor. Yapılan çalışmaları duyurmak ve markanın bilinmesini sağlamak çok önemli. Günümüz iletişim çağında her şey reklam ve yaptıklarınızın bilinirliğiyle, daha çok duyulmasıyla oluyor. Bu yüzden her markanın bu alanda bir departmana ve çalışanlarına ihtiyaçları var. Çünkü kriz durumlarında şirketin ciddi anlamda etkilenmesi veya yükselmesinde sihirli dokunuşu yapacak kişiler bu alandaki uzmanlar.

Halkla ilişkiler mesleğinin halk tarafından tam olarak anlaşılamamasının sebebi sizce nedir?
Başlık olarak halkla ilişkiler dendiği ve öncesinden çok yanlış bir şekilde öğretildiğinden dolayı kaynaklanıyor bence. Bir organizasyonda kapıda görev yapan herhangi biri gibi algılanabiliyor. Aslında çok önemli ve kritik bir görev. Bu imajı düzeltmekte yine sektörün elinde. Günümüzde bu alanın önemi daha da fazla anlaşılmaya başlandı. Günümüzde siyasetçilerin bile iletişim danışmanları olduğunu bilmelisiniz.

Bu mesleğin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Benim öngörüm bu alan daha da değerli olacak. İletişim alanında çalışanlar daha da artacak. Fakat burada daha da önemli olan şey şirket sahiplerinin bu alanda çalışan kişilere daha fazla değer vermesi. Karşılıklı olarak birbirini beslemek, maddi ve manevi anlamda destek olmak çok önemli. Günümüzde yazılı basın gün geçtikçe azalıyor, her şey dijital tarafa geçiyor. Bu alandaki çalışmaların dijital üzerinden ilerlemesi büyük önem kazanacak.

İlham aldığınız ya da takip ettiğiniz isimler kimler?
Benim en büyük ilham aldığım kişi; bu ülkenin büyük önderi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Tarihe baktığınızda çok büyük imkansızlıklar içerisinde bu ülkeyi kurmuş ve bizlere emanet etmiş. Ben ne zaman kendimi çaresiz hissetsem, umutsuzluğa kapılsam her zaman Atatürk’ü düşünürüm ve onun başardıklarını hatırlarım. Onun bize bıraktığı bu emaneti, kendim ya da iş olarak daha başarılı bir şekilde ilerletmek için ondan güç alıyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ü okusunlar, bilsinler. Ne zaman kendilerini kötü hissetseler zaten onu hatırlayarak tekrar ayağa kalkabilirler diye düşünüyorum. Kitap olarak Nutuk’u baş ucu kaynak olarak yanlarında taşımaları en büyük tavsiyem.

Bu alanda okuyan öğrencilere tavsiyeleriniz neler olur?
Gerçekten bu alanda çalışmak istiyorlarsa asla vazgeçmesinler, pes etmesinler. Ahmet Durul isminde bir hocam vardı, hep kendime hatırlatırım bu sözünü;
“Tarihte gördüğünüz birçok önemli insan, elde ettiği başarıyı tek seferde elde etmedi” derdi. Başardıklarının arka planında aslında çok büyük başarısızlıklar da var. “Yenile yenile yenmesini öğrendim” diye bir söz de var. Aslında kaybederek kazanıyorsunuz, bunun bilincine varmalısınız. Attığınız her adımın size dönme ihtimali yok. Kaybedeceksiniz, düşeceksiniz.

Hayat her zaman yukarı doğru çıkan bir çizgide gitmez. Rekabet bu alanda çok büyük, pes etmeden şanslarını denemeliler. Birlikte çalışmak istedikleri kişilere ulaşmaya çalışmalılar. Sosyal mecraları doğru kullanmalı ve öğrenmeye her daim devam etmeliler. Çok insanla tanışmalılar, bağlantılar çok değerli ve önemli. Son olarak kendinizi insanlara iyi tanıtmaya çalışın lütfen.

Bu keyifli ve öğretici röportaj için sevgili Hakan Akar’a teşekkür ederim.

Diğer röportajlarıma buradan ulaşabilirsiniz;
Alp Türkalp İle Röportaj
Hazal Akşit İle Röportaj
Yusuf Ziya Yüce İle Röportaj

--

--

Umutcan Bozkurt

Dijital İçerik Üretici I Kurumsal İletişim I Halkla İlişkiler