Umutcan İle Mesleklere Yolculuk I Alp Türkalp İle Röportaj

Umutcan Bozkurt
5 min readDec 15, 2021

--

Bu hikayenin gücüne ulaşmak için çıkılması gereken noktanın meraktan geldiğine inanıyorum.

Merhaba,

Umutcan İle Mesleklere Yolculuk’un bu haftaki konuğu Agresif Arılar Reklam Ajansı Kurucu Ortağı Alp Türkalp.

Alp Bey’in deneyimlerinden, kriz yönetiminden, bu alanda çalışacak kişilerde bulunması gereken yetkinliklerden, kurumsal iletişimden ve ajans dünyasından konuştuğumuz çok güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Size de faydalı olması dileğiyle…

Kendinizden ve çalışma deneyimlerinizden bahseder misiniz?
Benim serüvenim ortasonda okurken gazeteci olacağım diyerek başlıyor. Rehber hocam ve çevremdekiler fen bölümüne gitmemi istedi fakat ben kararlı bir şekilde sosyal bilimler okuyacağım dedim. Lisans eğitimimi İstanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümünde tamamladım. Eğitimim esnasında çeşitli yerlerde staj yaptım. Ardından Doğan Medya Grubu’nda, Milliyet ve Hürriyet’de editörlük ve muhabirlik yaptım. Sonra dijital tarafa Mynet’e geçtim ve 7 yıl kadar burada çalıştım. Burası bana çok şey kattı, sosyal medya stratejileri geliştirdim, içerik bölümünde çalışmalar yaptım ve ürün müdürü oldum.

Sonra eşim Dilan Baransel’in, Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı’nı kurmasıyla ben de ona dahil olmaya karar verdim ve 2015 yılı itibariyle Mynet’ten ayrılarak iletişim danışmanlığı tarafında çalışmaya başladım. Burası dünyamın yeniden şekillenmesini sağladı. 2018 yılında da Agresif Arılar Reklam Ajansını Dilan Baransel ve Deniz Baransel ile kurduk. Hem pr hem de reklam ajansı tarafını yürütmekteyiz.

Bana mesleğinizi anlatır mısınız, görev ve sorumluluklarınız nelerdir?
En başta bir kimlik karmaşası yaşadım ancak gazetecilik geçmişim olduğu için öncelikle pr tarafının başına geçtim. Dijital tarafta da çalışmalarım olduğu için o taraftaki kaslarım da kuvvetli ve hem pr tarafına bakarken hem de reklam tarafında dijital projelerin yönetimiyle ilgileniyorum. Agresif Arılar sağlıkta konumlanmış tam teşekküllü bir dijital ajans. Çizgi altı, çizgi üstü çalışmalar, dijital pazarlama ve kampanya marka çalışmaları alanında destek veriyoruz.

Bu mesleğe yönelmenizdeki etken nedir?
Benim için en önemli şey meraktır. Ben de bu sektörü merak ettim. Gerek pazarlama, gerek reklamcılık, gerek de halkla ilişkiler tarafı. Bu tarafın sosyolojik, ikna, pazarlama ve algı yönetimi kısmı ajans tarafına yönelmemdeki en büyük etkenlerden.

Bu mesleği yapacak kişilerde bulunması gereken yetkinlikler nelerdir?Burada da merak diyeceğim. Aslında bu hikayenin gücüne ulaşmak için çıkılması gereken noktanın meraktan geldiğine inanıyorum. Yenilikleri, gelişmeleri takip etmek, eleştiriye açık olmak, kendini geliştirmek ve dünyayı takip etmek olması gereken önemli yetkinlikler arasında.

Sizce mesleğinizin avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Avantajları her gün yeni bir şeyle karışlaşmak ve yeni bir şeyin sorununu çözmekle uğraşıyor olmanız. Sayısal bilimlerle uğraşan insanlar problem çözmekten gerçekten haz alırlar ama aslında sosyal bilimlerle uğraşan insanlarda problem çözmeyi bir o kadar severler. İletişimde bütün problemleri ve krizleri çözmek çok önemli. Her gün yeni bir şeyle karşılaşmak, yeni bir şey öğrenmek bu mesleğin en büyük avantajı. Eğer çalıştığınız işleri özümserseniz kendinize çok şey katabilirsiniz.

Bu işin en büyük dezavantajı iletişimdeki güçlükler… Çünkü çok farklı yapıda insanlarla ve markayla görüşüyorsunuz. Bu bir hizmet sektörü ve herkesin beklentisi farklı… Burada sabrı, heyecanı ve durağanlığı korumak çok önemli. O iletişim döngüsünü kırmadan sabırla devam edebilmek gerekiyor.

Herhangi bir kriz yaşadınız mı, yaşadıysanız nasıl yönettiniz?
Hayata geçirdiğimiz büyük bir proje vardı. İçerisinde spor takımı, müşteri, dernek, 3. Parti bir ajans ve spor takımının şirketinden yani 6 -7 tane bileşenden oluşan büyük bir projeydi. Proje başlangıcı çok güzel oldu… Her şey çok güzel gidiyor, tüm organizasyon hazır, provalar yapılmış, her şey tamam derken etkinliğe 2 hafta kala bir telefon geldi ve iki firmanın yani projenin destekçisi firma ile etkinlikte yer alan spor takımının firmasının sözleşmesinde sıkıntı çıktı ve projenin iptaline karar verildiği söylendi. Bütün bir yıl boyunca bunu beklediniz, her şey hazır, hiçbir eksik yok. Bu durumu müşteriye ve derneğe açıklamanız gerekli.

Burada yılmamanız gerekiyor, yılmadan devam etmek için tüm ekipçe oturduk ve bu işin üstesinden nasıl gelebileceğimizi konuştuk. Başka bir firma bulmadan “bunu burada yapmamız gerekiyor” dedik ve yaptığımız toplantılar ve görüşmeler ile çıkan başka aksaklıklarda olsa projemizi gerçekleştirdik. Krizde vazgeçmemek ve devam etmek çok önemli. Vazgeçtiğinizde sizi dibe çekecek birçok unsur var.

Kriz yönetiminde dikkat edilmesi gerekenler nedir?
Krizler gerçekten çıkmadan engellenebilir. Krizin geleceğini önceden çözümlemeniz gerekiyor, kriz öncesi tüm planınızı yapmanız lazım. Krizi olacakmış gibi simule etmek, olabilecek krizleri öngörmek ve firma hakkında detaylı araştırma yaparak bu konuda markaya yol gösterici olmak gerekli. Gelen krize hazırlıklı olmanız lazım. Serinkanlı, sakin olup devam etmek gerekiyor. Kriz esnasında firma aksiyon almak isteyecektir fakat siz burada planınızı uygulamalı, durumu analiz etmeli ve bunu uygulamalıyız diyerek ikna edici rol oynamanız gerekli.

Sizce şirketler halkla ilişkiler veya kurumsal iletişim departmanına neden ihtiyaç duyuyor? Neden bu alanda bir destek almaları gerekiyor?
Bazı şirketlerde görüyoruz… Genelde İK departmanını kurumsal iletişim ve pazarlama ile birleştiriyorlar. Aslında bu bir üçgen olmalı, üst tarafında da yönetim olmalı. Kurumsal iletişim, insan kaynakları ve pazarlama departmanı dirsek temasında çalışmalı. Kurumsal iletişim departmanının olması; kurumun kimliği, ne söyleyeceği, krizlere girerken kimin sözcü olması gerektiği, markaya uyumlu ajans seçilmesi, ajansdan gelen projelerin firmanın kimliğine uygunluğunun kontrol edilmesi açısından çok önemli. Kurumsal iletişim departmanı; iletişim ajanslarının firma ile bağını kuran çok önemli bir departman. Hem ajansı anlayan hem de firmasını koruyan taraf olmalı, gerektiği yerde firmanın üst düzey yetkililerinden bile markayı korumalıdır.

Çağımızın bu önlenemez dijital yükselişine ve değişen pazarlama süreçlerine karşılık ajans olarak nasıl bir süreç izliyorsunuz?
Bence pandemideki değişime en hızlı ayak uydurabilecek sektörlerden birisi ajans dünyası. Özellikle dijital ajans tarafımızın olması bizi pandemide daha da hızlandırdı. Halihazırda zaten dijital araçları kullanıyorduk, online toplantılar yapıyorduk. Bu süreçle birlikte daha düzenli bir şekilde dijitali kullanır hale geldik.

Pandeminin ilk ortaya çıkışıyla birlikte bizler de evden çalışmaya başladık. Burada işin sinerji boyutu sorunlu bir boyuttu çünkü birlikte değilsiniz “burada nasıl fikir üreteceğiz, birbirimize dokunamıyoruz, nasıl beyin fırtınası yapacağız?” gibi sorular ortaya çıktı. Fakat sonrasında bu konuda da da uzmanlaşmayı başardık. Sanırım 2022 yılının sonuna doğru daha hibrit bir modele geçeceğimize inanıyoruz.

İlham aldığınız ya da takip ettiğiniz isimler kimler?
Ben mücadeleci bir yapıya sahibim, mücadele içeren şeyleri seviyorum. Edebiyatta her şeye hicivle yaklaşan Eduardo Galeano’yu seviyorum. Aynalar ve Hikaye Avcısı kitabını okuyabilirler. Türkiye’den örnek verirsem üniversitede tanıştığım Gündüz Vassaf, Türkiye için çok önemli isimlerden birisi. Onun da Cehenneme Övgü kitabını okuyabilirler. Konumlandırmanın üstadı Philip Kotler’i takip ediyorum, onun 10 Ölümcül Pazarlama Günahı, A’dan Z’ye Pazarlama kitabını okuyabilirler. Robert Cialdini’nin İknanın Psikolojisi kitabını, Guy Kawasaki’nin Girişimcinin El Kitabı’nı da okumalarını mutlaka tavsiye ederim. Ayrıca 14 Peaks: Nothing Is Impossible belgeselini izlemelerini de tavsiye ederim.

Bu alanda okuyan öğrencilere tavsiyeleriniz neler olur?
Bence kimseye kulak asmasınlar, merak etsinler, ilham alsınlar ve hayattan zevk alsınlar. Gerçekten dayanışma içerisinde olsunlar, birlikte yükselsinler çünkü onları kurtaracak yine kendi nesilleri.

--

--

Umutcan Bozkurt

Dijital İçerik Üretici I Kurumsal İletişim I Halkla İlişkiler