Umutcan İle Mesleklere Yolculuk ❙ Bahar Beşer İle Röportaj

Umutcan Bozkurt
5 min readDec 31, 2020

--

Merhabalar…

Umutcan İle Mesleklere Yolculuk’un bu haftaki enerji, sevgi ve heyecan dolu konuğu: Marka İletişimi ve Pazarlama Uzmanı Bahar Beşer.

Bahar Hanım’la; eğitmenlik, mentorlük, pazarlama ve kişisel markalaşma konuları başta olmak üzere, sohbet tadında geçen çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdim.

Bu sohbetimizin sizlere de bilgi verici ve faydalı olması dileğiyle.

1- Kendinizden ve çalışma deneyimlerinizden bahseder misiniz?
Ben Bahar Beşer, Mersin’de yaşıyorum. 14 sene içerisinde kurumsal iş hayatım turizm ile başladı ve farklı yönlere evrildi. Öncelikle Muğla Üniversitesi’nde turizm eğitimi aldım, Muğla Üniversitesi’nde okurken aynı zamanda çalıştım ve çalışırken iş hayatının zorluklarını gördüm. “Aman Allah’ım iş hayatı bu kadar zor mu?” desem de bu beni bir şekilde çalışma hayatına adapte etti. Sonrasında DGS ile Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne geçiş yaptım.

2006–2007 yıllarında açıköğretim fakülte kursları çok yaygındı. Bende eğitimimi tamamladıktan sonra Mersin de bir eğitim kurumunda işletme branş öğretmenliğine bir teklif üzerine başladım. Çalışma günlerim inanılmaz yoğun bir tempoda geçiyordu çünkü günde 11 saate yakın derse giriyordum. Birçok farklı derse girip, birçok farklı kitleye ders veriyordum. İçinde hem öğrenciler hem de işinde yetkin kamu kurumlarında çalışan ve terfi için AÖF de olanlar vardı.

Ardından kendimi sosyal sorumluluk projeleri içerisinde buldum. Tesco Kipa’da çalışırken kadınları ve çocukları birçok etkinlik, seminer ve kurslarla desteklediğimiz bir sosyal sorumluluk projemiz oldu. 6 ay diye başladığımız bu proje benim için 9 yıl sürdü. Bu projeyi yaparken aynı zamanda AVM yönetimi içerisinde pazarlama, etkinlik ve kampanya düzenlemeleri yaptım. Hep çalıştığım için her iki mezuniyet törenine de katılamamıştım ve dedim ki, “ben bi yüksek lisans yapayım, hem o kep atma hazzını yaşayım, hem de çalışma hayatımda edindiğim pazarlama bilgilerini akademik bilgilerle yeniden hayatıma entegre edeyim” ve sonrasında Çukurova Üniversitesi Pazarlama ve Marka Yönetimi alanında yüksek lisans yaptım.

2- Bana mesleğinizi anlatır mısınız, neler yapıyorsunuz?
Marka iletişimi ve pazarlama alanında hizmet veriyorum, kurumlara içerikler yazıyorum aynı zamanda eğitmenlik ve mentorlük yapıyorum. Özyönetim alanlarında bilgi sahibi olmak isteyen gençleri destekliyorum. 2017 yılında AVM sektörünü bıraktım ve son 2 yıldır freelance olarak çalışıyorum. Marka Yolculuk Akademisi’nin kurucusuyum. Buradaki eğitimlerim birebir, kişiye özgü, butik kişisel marka ve iletişim odaklı eğitimlerdir. Hem eğitim hem de mentorlük programı içerisinde 8 ayrı teknik var. Kişiye göre belirlenen modelde sıklık ve öncelikle grow modeli ile hedefi aksiyona dönüştürme, disk analizi ile kişinin kendini tanıma yolculuğu ile ilgili çalışmalar yapıyorum.

7 günde kişisel marka mentorlüğü veriyorsunuz, bundan bahseder misiniz?
Kişisel markalaşma yolculuğunda; kişilere içinde oldukları fiziki hayattaki beceri ve yetkinliklerini ön plana çıkarma yönetimi ile kişisel marka oluşturuyoruz ve bunu dijital bir kimlik ile destekliyoruz. Burada asıl önemli olan, kişisel markayı oluşturduktan sonra üzerine ne katacağımız, içini nasıl dolduracağımız ve kendi yaşamımıza nasıl adapte edeceğimizdir. Kişilerin kendilerini internette arattıklarında nasıl göründüklerini ve 2 farklı durumda insanlar üzerinde aynı algıyı nasıl oluşturacaklarını öğrendikleri, egzersiz ve testlerle uygulamalı olarak çalıştığımız 7 günlük bir yolculuk.

3- Bu mesleğe yönelmenizdeki etken nedir?
İnsanlarla iç içe çalışmayı çok seviyorum. Hep hizmet sektöründe çalıştım ve bu süreçte mentorlüklerde aldığım çalışmalarda gördüm ki ben karşı taraf üzerinde bir farkındalık oluşturabiliyorum. Sonra “ne yapabilirim?” diye kendime sorduğumda; insanların kendi özyönetimini anladığım da asıl değişimi o zaman yaşayacaklarını bilmem, ardından o bilgiyi sunmanın bana haz verdiğini gördüm. İşte ben o hazzı yaşadığım zaman kendimi başarılı hissediyorum. Bunun dışında yazmak ve anlatmak benim için eşdeğer. Yazmayı da çok seviyorum. Dijital mektup adını verdiğim notlarım yeni sezonda da devam edecek.

4- Pazarlama alanında çalışacak kişilerde bulunması gereken yetkinlikler nelerdir?
Esası iletişim, her şey iletişim ile başlıyor. İz bırakan, ilham veren ve araştırmacı olmalılar. Hangi çalışma ortamının kendisine uygun olduğunu bilmeli, proje yönetimi, bütçeleme, planlama ve tanıtım yapabilmeliler.

5- Sizce mesleğinizin avantaj ve dezavantajları nelerdir?
En büyük avantajı kendinizin farklı bir yönünü görebiliyorsunuz. Birebir veya grup çalışmalarında kendini tanıma ve iletişim gibi alanlarda farklı yönlerinizi görebiliyor ve avantaj kazanıyorsunuz. Dezavantajı ise; çalışma saatleri açısından esnek olması. Bunun için kontrolün siz de olması ve gerektiğinde sınır belirleyebiliyor olmak çok önemli.

6- Herhangi bir kriz yaşadınız mı, yaşadıysanız nasıl yönettiniz?
Krizler yönetilmek ve irdelenmek için vardır. Ben şöyle derim; “kriz varsa, itibar da vardır.” Çalıştığım bir kurumda kendi değerlerim dışına çıkan bir görüşmem olmuştu. Bu konuyu bir üstüme ilettim ve görüştüğüm kişilerin sonrasında benimle tekrar görüşmek isteyeceklerini hiç tahmin etmiyordum. Ardından o kişilerle tekrar görüştüğümüzde karşı tarafın bir stres yönetimi politikası uyguladığını fark ettim. Kendilerini o süreç içerisinde kurum olarak dengede tutmaları gerekiyor ama dengede tutarken her iki tarafında bir itibar yönetimi bulunmakta. Eğer ki o durum itibar yönetiminize ters düşüyorsa o anda müzakere sınırları içerisinde tartışmanızı sürdürmeniz gerekiyor. Görüşmeden sonra o kişilerle yeniden konuştuk ve sorunu çözdük. Ben bu durumdan olayın kişiselleştirilmemesi gerektiğini öğrendim. Eğer ki ilk görüşmeden sonra ikinci bir görüşmede o krizi kişiselleştirmiş olsaydım, daha büyük boyutta bir krizle karşılaşabilirdim ve her iki tarafın etik ilkeleri zarar görürdü.

7- Mesleğinizin zor ve keyifli yanları nelerdir?
Araştırmayı ve sürekli okumayı sevmiyorsanız eğitmenlik de, marka iletişimi de, pazarlama yapmakta çok zor. Sürekli değişen bir dünyadayız, üniversite bilgilerimiz de değişiyor. Ben her sabah kendi alanımla alakalı tez okumaya çalışıyorum, bundan da keyif alıyorum. Detaycı bir insan olduğum için bu faaliyetleri yaparken sürekli notlar da alıyorum. Bunun zor tarafı ise; kendi işimin dışında buna zaman ayırmam ve iyi bir zaman yönetimi yapıyor olmam gerektiği.

8- İlham aldığınız ya da takip ettiğiniz isimler kimler?
Halkla ilişkiler alanında Betül Mardin, Kurumsal iletişim bazında ise t24.com da yazan Zuhal Şeker. Zuhal Şeker’in yazılarını çok beğeniyorum aynı zamanda Türk firmalarına kattığı değerler ve şirketleri getirdiği noktalar da çok iyi durumda. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’den Prof. Dr. Nuran Yıldız’ın fikirlerine çok önem veriyorum. Modern Pazarlama İlkeleri kitabının yazarlarından biri olan Prof. Dr. Ömer Baybars Tek’i takip ediyorum. Girişimciler arasında takip ettiklerim ise; Murat Ülker, Big Chefs Kurucusu Gamze Cizreli ve Koç Holding. Dünyada ise; Philip Kotler, Seth Godin ve ilham aldığım ve takip ettiğim isimlerin başında gelen, aynı zamanda tanışmayı çok istediğim biri olan Alibaba’nın Kurucusu Jack Ma.

9- Kişisel marka oluştururken dikkat edilmesi gerekenler ve kişisel marka oluşturmanın kişilere faydaları nelerdir?
Bu aralar kişisel marka oluşturma ve kişisel marka yönetimi kavramlarını çok duyar hale geldik. Dijital kimlik ile sadece markamızı hazır hale getiriyoruz. Asıl sorun bundan sonra başlıyor. “Dijitalde gidişatı nasıl belirleriz?” İşte buradaki nasıl belirleyeceğimiz kısım kendi özyönetimimiz çünkü kendi kişisel markamızı her alanda ortaya koymuş olmamız gerekiyor. “Sen kimsin, adın ne, ne iş yapıyorsun, hangi becerilerinle ismini birleştiriyorsun ve diğerlerinden farklı olarak ne sunuyorsun?” Bunlar senin marka temelini oluşturuyor fakat marka yapmaya maalesef yetmiyor. Herkesin marka oluşturma süreci farklı, herkes inişli çıkışlı bir yolda ilerliyor ve bu da kendini keşfetmeni sağlayan bir yolculuk. Marka oluşturmanın bize faydası ise; değerimizi dış dünyaya yansıtmak, rekabet içerisinde bizi farklı kılmak, takip edilen yapmak ve size olan talebi artırmaktır.

10- Halkla ilişkiler, reklamcılık ve pazarlama alanında okuyan öğrencilere tavsiyeleriniz neler olur?
Öğrenme becerilerini etkin bir şekilde kullanarak birçok alanda kendilerine öncelik oluşturmaları ve kendilerini birer marka öğrenci haline getirmeleri gerekiyor. Kendilerini ifade edebilmeli, iyi iletişim kurabilmeli, değişime açık olmalı, tartışmada nerede duracağını bilmeli, sınırlarını ve değerlerini belirlemeliler. “Gönüllü projelerde yer alıyor mu, sosyal medyada bulunmak istediği bir yer var mı, herhangi bir girişimi var mı?” Bunları inceleyip kendisi için uygun olanı seçmeliler. Aynı zamanda okurken gezmeli, denemeli, görmeli, çalışmalı ve staj yapmalılar. Yaşam amacını bulup, yaşadıklarını özümseyip ve bunları yeniden modelleyebilmeliler.

11- Takipçilerimize hangi kitapları okumalarını ve filmleri izlemelerini önerirsiniz?
Kitap;
⭐Orhan Pamuk-Benim adım Kırmızı
⭐Zülfü Livaneli-Bir Kedi Bir Adam Bir Ölüm Kitap
⭐Medicat, Frans Johansson- Kader Anı
⭐Harvard Business Review — Duygusal Zeka Serisi-11’li set
⭐Hızlı Okuma — Mustafa Ruşen
⭐Büyükler İçin For Dummies Serisi (Herhangi bir konunun felsefesini, neden -niçin ilişkisi, metodları ve uygulamaları ile ilgili derlenmiş eğlenceli ve öğretici bir kitap serisi. 20’li Yaşlar İçin Kişisel Finans, ile Bitcoin keyifli anlatılmış.)

Film;
Gizli Sayılar, Victoria & Abdul, Enigma, Şah Mat, Lion

--

--

Umutcan Bozkurt

Dijital İçerik Üretici I Kurumsal İletişim I Halkla İlişkiler